030-2343625
info@iot.nl

Göçmenlerin entegrasyonu ilerliyor….,ama toplumda gerilim de artıyor!

Sosyal Kütürel Plan Bürosu’nun (SCP) Hollanda’da yaşayan 4 büyük göçmen grubun entegrasyonu konusunda yaptığı kapsamlı bir (Integratie in zicht?) araştırmanın sonuçları açıklandı. Araştırma sonuçları bazı konularda çelişkili bir tablo ortaya çıkarıyor.

Entegrasyonla bağlantılı göstergeler bir yandan yavaş da olsa olumlu yönde sürekli ilerlerken, diğer taraftan toplumda farklı gruplar arasındaki gerilim de artıyor. Özellikle eğitim ortalaması yüksek olan ikinci kuşak göçmenlerin maruz kaldığı ayrımcılık sonucu  iyi bir gelecek perspektifine sahip olamaması, gerilimi artıran başlıca neden olarak gösteriliyor.

 

Eğitimdeki mağduriyet dilden kaynaklanıyor!

 

Özellikle eğitimin değişik aşamalarında göçmenlerin ciddi bir mağduriyeti söz konusu. Temel eğitimin sonunda yapılan seviye belirleme (Cito) sınavlarında göçmen çocukların başarı ortalaması daha düşük, matematik ve dil dersinde ise örneğin Türk çocuklarının başarıları diğer grupların da gerisinde seyrediyor.

Türk çocuklarının temel eğitimde oluşan mağduriyetleri, eğitimin ileri aşamalarında da devam ediyor. Havo ve vwo gibi Yüksek okul ve Üniversiteye ön hazırlık eğitimlerini takip eden Türk gençlerinin oranı Fas’lı ve Süriname’li gençlerden daha düşük. Araştırmacılar, Türk gençlerin eğitim başarılarının diğer grupların gerisinde kalmasının en önemli nedeni olarak Hollandaca dil mağduriyetini gösteriyorlar. Araştırmacılara göre, Hollandaca konuşma ve yazmada  zorluk çektiğini belirten Türklerin oranı,  diğer grupların açık ara önünde bulunuyor. 10 yıl önce evde Hollandaca konuştuğunu belirten Türklerin oranı yüzde 31 iken, geçen yıl bu oran yüzde 43’e yükseldi. Bu da aile içinde Hollandaca konuşanların oranının hızla yükseldiğini ifade ediyor.

 

İşsizlikte ayrımcılık önemli faktör!

 

Eğitimin aksine Türklerin iş piyasasındaki konumu diğer azınlık gruplara göre daha iyi. Geçen yıl Türkler arasındaki genel işsizlik oranı Hollandalıların (yüzde 6) iki katından daha yüksek  bir düzeyde yüzde 14 dolayında seyrediyordu. İşsizliğin azalmasında özellikle Türk kadınlarının çalışma hayatına katılımının hızla artması önemli rol oynadı. Kadınların çalışma hayatına katılımı 2003 ‘te yüzde 39 iken, 2015’te yüzde 45’e yükseldi.

 

Göçmen gençler arasında yüzde 22 dolayında seyreden yüksek işsizlik oranı ise (Hollandalı gençler arasında yüzde 9) kaygı verici boyutlarda. Gençlerin eğitim ortalaması yükselmesine rağmen işsizliğin halen bu kadar yüksek olması, araştırmacılara göre iş piyasasında karşılaşılan ayrımcı uygulamalardan kaynaklanıyor.

 

Hollanda ile ilişkiler

Diğer göçmen gruplara göre Türkler, kendilerini Hollanda’ya daha az bağlı hissediyorlar. 2011 yılında Türklerin yüzde 74’ü, kendisini daha çok Türk toplumuna bağlı hissettiğini belirtiyordu, 2015 yılında ise bu oran yüzde 54’e geriledi. Boş zamanlarını Hollandalılarla geçiren Türklerin oranı hızla yükselmesine rağmen halen yüzde 20’si Hollandalılarla hiç ilişkisinin olmadığını söylüyor. Bu da genellikle yaşadıkları bölgelerde oturan Hollandalı sayısının çok az olmasından kaynaklanıyor.

 

Türklerin kültürel konulardaki yaklaşımlarında ise önemli değişiklikler gözleniyor ve Hollandalılarla olan fark azalıyor. Kadın ve erkeğin toplumsal konumuna  ilişkin görüş farkı giderek azalıyor. 2011 ve 2015 yılları karşılaştırıldığında örneğin eşcinsellerin istedikleri şekilde yaşayabailcekelerini düşünen Türklerin oranı yüzde 54’ten yüzde 66 ‘ya yükselmiş durumda. Türklerin yüzde 41’i ise eşcinsel evliliklere karşı çıkıyor. Diğer taraffan Türklerin yüzde 77’si, çocuklarının hemcinsleriyle ilişkiye girmesine sıcak bakmadığını söylüyor.

 

 

Türklere yaklaşım olumlu ama Türkler memnun değil!

Entegrasyon paradoksu

 

Hollanda toplumunun göçmenlere yaklaşımı konusunda çelişkili sonuçlar dikkat çekiyor. Çok kültürlü toplumu destekleyen Hollandalıların oranı geçtiğimiz yıllarda azalmasına rağmen, halkın yüzde 70’i, çok kültürlü toplumun bir zenginlik olduğu görüşünde. Diğer taraftan Hollandalıların yüzde 37’si (Bu oran 2004’te yaklaşık yüzde 50)  ülkedeki yabancı sayısının çok fazla olduğunu düşünüyor. Hollandalıların büyük çoğunluğu Türkler hakkında olumlu düşünüyor ve Türkleri çalışkan olarak tanıyor.

Buna karşılık Türkler, diğer göçmenlerden daha fazla ayrımcılığa uğradığını düşünüyor ve kendilerini Hollanda’da daha az evinde hissettiklerini söylüyorlar. Araştırmacılar bu durumu entegrasyon paradoksu olarak tanımlıyorlar.

Yüksek eğitimli ikinci kuşak göçmenler Hollanda’da daha çok ayrımcılığa uğradıklarını belirtiyorlar ve Hollanda’da kendilerini daha az evlerinde hissediyorlar. Toplumla daha fazla ilişkileri olan eğitimli göçmenler, bir çok engellerle karşılaşıyor ve bu nedenle toplumun yaklaşımı ve fırsat eşitsizliğindan daha çok şikayet ediyorlar.

 

 

 

Integratie vordert gestaag…, maar roept ook spanningen op

 

Aan de vooravond van de Tweede Kamerverkiezingen heeft het Sociaal en Cultureel Planbureau een uitgebreide analyse gepubliceerd van de integratie van de grootste minderheidsgroepen in Nederland. Het rapport Integratie in zicht? roept een tegenstrijdig beeld op. Aan de ene kant gaat het met de integratie langzaam maar zeker de goede kant op. Aan de andere kant vertoont het integratieproces in toenemende mate ook spanningen. Die spanningen worden vooral veroorzaakt doordat een groot deel van de tweede generatie wel goed is opgeleid, maar als gevolg van discriminatie toch geen uitzicht heeft op een succesvolle maatschappelijke carrière.

 

Leerlingen met een migratieachtergrond scoren aan het einde van de basisschool nog steeds lager op de citotoets. Turken bevinden zich in dat opzicht bij rekenen en vooral bij taal in de achterhoede van de bevolkingsgroepen met een migratieachtergrond. Maar als de leerlingen met een migratieachtergrond worden vergeleken met Nederlanders die hetzelfde opleidingsniveau hebben, vallen de verschillen weg. Marokkanen doen het dan zelf beter dan Nederlanders.

 

Ook op andere momenten in de schoolloopbaan lopen Turkse gemiddeld achter op de andere groepen met een migratieachtergrond. Na de basisschool gaan ze minder vaak naar de havo en het vwo dan bijvoorbeeld Marokkaanse of Surinaamse leerlingen. En aan het eind van het voortgezet onderwijs zijn de slagingspercentages van Turkse leerlingen het lager dan die van alle andere bevolkingsgroepen. Dat Turkse leerlingen meer problemen hebben in het onderwijs wijten de onderzoekers van het SCP aan hun slechte beheersing van de Nederlandse taal. Turken hebben gemiddeld met afstand het vaakst problemen met spreken, lezen en schrijven van de Nederlandse taal. Dit wordt vooral veroorzaakt doordat in veel gezinnen nooit Nederlands wordt gesproken. Dit verandert overigens sterk. Tien jaar geleden werd in 31% van de gezinnen vaak Nederlandse gesproken met de kinderen, terwijl dit in 2015 gold voor 43% van de gezinnen.  

 

De instroom in het hoger onderwijs van jongeren en jongvolwassenen met een Turkse, Marokkaanse en Surinaamse achtergrond sterk is toegenomen. Anders dan hun Nederlandse leeftijdsgenoten nemen Turkse jongeren nog vaak de ‘lange weg’ via het mbo. Door het nieuwe leenstelsel voor studenten is het wel moeilijker geworden om die weg te volgen.

 

Arbeidsdeelname

 

Anders dan in het onderwijs doen Turken het op de arbeidsmarkt juist beter dan andere minderheidsgroepen. Toch was de werkloosheid onder Turken in 2015 met 14% ruim tweemaal zo hoog als onder Nederlanders (6%). Dit komt mede omdat de (netto) arbeidsdeelname van Turkse vrouwen fors is gestegen. (Tussen 2003 en 2015 van 39% naar 45%.)

 

Schrijnend is de hoge jeugdwerkloosheid onder groepen met een migratieachtergrond. Deze is met 22% ruim tweemaal zo hoog als onder autochtonen (9%). Naarmate het opleidingsniveau stijgt vormt dit minder een verklaring voor het verschil in werkloosheid. De onderzoekers concluderen dat een aanzienlijk deel van het verschil moet worden verklaard door discriminatie op de arbeidsmarkt. Omdat in tijden van hoge werkloosheid werkgevers een grotere keuze bij de selectie van personeel zijn zij eerder geneigd discriminerend gedrag te vertonen.

 

Verbondenheid met Nederland

Turken voelen zich minder verbonden met Nederland dan andere groepen met een migratieachtergrond. Ruim de helft van de Turken (54%) voelt zich meer verbonden met de Turkse gemeenschap dan met Nederland. Overigens daalt dit percentage sterk; in 2011 was het nog 74%. In hun vrije tijd gaan Turken steeds vaker om met Nederlanders, maar nog steeds heeft ruim 20% van de Turken heeft nooit vrijetijdscontacten met Nederlanders. Dat komt mede doordat Turken vaker wonen in wijken met heel weinig Nederlanders.

 

In cultureel opzicht nemen de verschillen tussen Turken en Nederlanders af. De opvattingen over de rol van mannen en vrouwen worden gestaag tempo moderner. Tussen 2011 en 2015 is het percentage Turken dat vindt dat homo’s moeten kunnen leven zoals zij willen gestegen van 54% naar 66%. Een steeds kleinere minderheid van de Turken (41%) is tegen het homohuwelijk. Maar nog steeds zegt een grote meerderheid (77%) bezwaar te hebben tegen omgang van eigen kinderen met een partner van hetzelfde geslacht.

 

Integratieparadox

 

Over het maatschappelijk klimaat jegens mensen met een migratieachtergrond biedt het rapport tegenstrijdige resultaten. De steun voor de multiculturele samenleving onder Nederlanders is de afgelopen tien jaar afgenomen, maar nog steeds vindt bijna 70% van de Nederlanders dat meerder culturen in de samenleving een verrijking vormen. Tegelijkertijd vindt 37% van de Nederlanders dat er te veel mensen met een andere nationaliteit in Nederland wonen. (In 2004 was dit nog bijna 50%.) Een ruime meerderheid van de Nederlanders heeft een positief beeld van Turken, vooral omdat zij bekend staan als harde werkers.

 

Daar staat tegenover dat Turken en andere groepen met een migratieachtergrond vaker discriminatie ervaren en zich minder thuis voelen in Nederland. De onderzoekers verklaren dit met de integratieparadox. De hoger opgeleiden jongeren van de tweede generatie zijn minder positief over gelijke kansen en openheid in de Nederlandse samenleving omdat zij meer met de Nederlandse samenleving in aanraking komen en daardoor meer weerstanden en kansengelijkheid ervaren.

Gerelateerde Artikelen